Yapay zekâ artık sadece operasyonel verimlilik aracı değil; strateji masasına da oturmak üzere. Küresel kurumsal yönetişim tartışmalarında son aylarda öne çıkan soru şu: 2026’ya giderken, bir yapay zekâ sistemi fiilen “yönetim kurulu üyesi” sayılabilir mi – yoksa en fazla gelişmiş bir danışman olarak mı kalacak?

Bugünün manzarasında şirketler, yönetim kurullarında oy hakkı olan bir “AI direktör”den çok, toplantıları hazırlayan ve yöneten güçlü yardımcı sistemler kullanıyor. Avustralya’daki şirketler üzerinde yapılan bir çalışma, yapay zekânın karar desteği, risk analizi ve tutanak/özet üretimi için giderek daha fazla devreye alındığını, ancak resmi statü olarak çoğunlukla “danışman” seviyesinde tutulduğunu gösteriyor.   Fortune ve diğer iş dünyası platformlarında yer alan örneklerde, CEO’ların kurul toplantılarından önce olası soruları simüle etmek ve farklı senaryoları test etmek için özel AI ajanları kullandığı aktarılıyor.

Aslında fikir yeni değil. Hong Kong merkezli risk sermayesi fonu Deep Knowledge Ventures, 2010’ların ortasında “VITAL” adlı algoritmayı yönetim kuruluna “üye” olarak atadığını duyurdu. VITAL, biyoteknoloji yatırımlarında onlarca parametreyi analiz ederek, fonun iflastan dönmesinde rol oynayan bir karar destek aracı olarak pazarlanmıştı. Ancak hem akademik literatür hem de hukukçular, bu atamanın hukuken bir “gösteri” niteliğinde olduğunu, VITAL’in fiilen oy hakkı olmayan bir gözlemci konumunda kaldığını vurguluyor.

Son dönemde yayımlanan hukuk makaleleri ve politika notları, yapay zekânın yönetim kurullarına entegrasyonu için iki kritik engeli öne çıkarıyor: Birincisi, çoğu ülkede kanunların yönetim kurulu üyeliğini “gerçek kişilere” özgülemesi; ikincisi ise emsal davalarla şekillenmiş olan “özen borcu” ve sorumluluğun bir algoritmaya nasıl atanacağına dair belirsizlik.

Bu nedenle 2026 ufkunda daha gerçekçi senaryo, tam yetkili “AI direktörlerden” ziyade, kurul masasında yerleşik hale gelen AI kopylot’lar. Yani muhasebe, risk, sürdürülebilirlik, siber güvenlik ve strateji başlıklarında senaryo üreten, uyarı veren ve üyelerin daha iyi soru sormasını sağlayan sistemler. Sigorta şirketleri ve regülatörler, D&O (yönetici sorumluluk sigortası) çerçevesini bozmadan bu yeni rolü konumlandırmanın yollarını ararken, şirketler de “algoritmanın dediği” ile nihai insan sorumluluğu arasındaki çizgiyi netleştirmek zorunda.

Share.
Exit mobile version