Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 23 Eylül 2025 tarihli kararnamesiyle, Türkiye’nin en büyük bira üreticilerinden Anadolu Efes’in Rusya’daki toplam 15 tesisine el konuldu. El koyulan varlıklar arasında 11 bira fabrikası, 3 malt üretim tesisi ve bir preform üretim merkezi bulunuyor. Toplam değeri yaklaşık 2 milyar dolar olarak tahmin edilen bu adım, Moskova’nın “dost olmayan” ülkelere karşı uyguladığı ekonomik ulusallaştırma politikasının son halkası olarak değerlendiriliyor.
Anadolu Efes, 2018 yılında Belçikalı AB InBev ile yaptığı stratejik ortaklıkla Rusya pazarına güçlü bir giriş yapmıştı. Ancak 2023 yılında planlanan hisse devri tamamlanmadan önce gelen bu müdahale, şirketin bölgedeki en büyük yatırımını riske attı. Rusya’da son yıllarda benzer şekilde birçok yabancı şirkete ait mülke devlet kontrolü uygulanmış, toplam değeri 3,9 trilyon rubleye ulaşan varlıklar resmen kamulaştırılmıştı.
Moskova merkezli Interfax ve NSP hukuk ofisinin verilerine göre, bu adım Rusya’nın yaptırımlara karşı geliştirdiği misilleme stratejisinin bir parçası. Hükümet, yabancı şirketlerin ülkeden çıkışını zorlaştırmakla kalmayıp, onay sürecini uzatarak mülkiyet devri tamamlanmadan kamulaştırma yoluna gidebiliyor.
Kararın ardından Anadolu Efes, Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı resmi açıklamada gerekli yasal yolların takip edileceğini duyurdu. Şirketin Rusya’daki tesislerinde, el koyma kararından kısa süre önce “Napitki Vmeste” (Birlikte İçkiler) adı altında tabela değişikliği yapıldığı, ancak mülkiyet devrinin henüz tamamlanmadığı belirtiliyor.
Kamuoyunda bu gelişmeye verilen tepkiler sert oldu. Sosyal medya platformu X üzerinden yapılan paylaşımlarda, olay Türkiye’nin Rusya ile kurduğu ekonomik denge politikasının kırılganlığına işaret olarak yorumlandı. Bazı kullanıcılar, bu hamlenin Rusya’nın Türkiye’den olan gaz borçlarına karşılık ekonomik baskı aracı olarak kullanıldığını öne sürdü.
Uluslararası ilişkiler uzmanları ise bu el koyma kararının Türk şirketleri açısından bir “uyanış çağrısı” niteliği taşıdığını vurguluyor. Özellikle otoriter rejimlerdeki siyasi risklerin, doğrudan yabancı yatırımcılar için artık çok daha somut bir tehdit olduğu ifade ediliyor. Carnegie Endowment’ın 2024 tarihli analizine göre, Türkiye’nin Batı ve Rusya arasında denge kurma stratejisi, özel sektör üzerindeki kırılganlığı artırıyor.
Anadolu Efes’in Rusya’daki yatırımları, yalnızca şirketin bilançosu açısından değil, aynı zamanda Türkiye’nin dış ticaret ve enerji diplomasisi açısından da kritik önemdeydi. Önümüzdeki süreçte Ankara’nın Moskova’ya vereceği diplomatik veya ticari tepki dikkatle izlenecek.
AEFES · ISTAnadolu Efes—